Ritüellerimiz güzeldir ama aynı zamanda sorunludur da. Güzelliklerinin de, sorunlarının da kaynağı aynıdır. Büyük Locamız, 1960'larda, dünyada var olan belli başlı ritüel sistemlerinden birini benimsemektense, farklı ritüel sistemlerini bir araya getirmek suretiyle kendi ritüelini oluşturma yolunu seçmiştir. Ritüellerimizin bu manada "bizim" olmaları, onlara ayrı bir güzellik katmıştır. Diğer yandan, ritüellerimizi oluşturmakta benimsediğimiz eklektik yöntem, çeşitli kavramsal çelişkilere yol açmıştır. Buna bağlı olarak, Büyük Locamız, uzun yıllar boyunca, dünyanın muhtemelen hiçbir Büyük Locasında görülmeyen sıklıkta bir ritüel tartışmaları iklimi ve ritüel değişiklikleri sürecine girmiştir. Bu süreç, bazı çelişkileri gidermiş ve ritüellerimizi büyük ölçüde olgunlaştırmıştır. Bununla birlikte kırk yıl boyunca sık sık ve parça parça ritüel değiştirmenin, üstelik bunu sanki tüzük değiştirircesine uzlaşı arayarak yapmanın sonucu olarak da, bazı kavram karmaşaları, ritüellerimiz de köklü biçimde yer etmiştir.
Büyük Üstatlık görevine başladığımda, bir şeyi iyi biliyordum. Mevcut ritüellerimizdeki yerleşmiş bazı sorunları ritüel tadilatı suretiyle düzeltmek mümkün değildi. Önümde iki seçenek vardı. Ya sil baştan yeni bir ritüel benimseyecektik, ya da mevcut ritüellerimizi (belki bazı açık maddi hataları düzelterek) olduğu gibi muhafaza edecektik. Bu noktada, muhafazakar bir anlayışı benimsedim. Doğru, tüzüklerimize cüretkar bir şekilde yaklaşmaya kararlıydım çünkü bunlar hukuki metinlerdir ve değiştirilmeleri, son tahlilde, sadece aklın konusudur. Ritüel ise, her şeyden evvel, gönlümüze, duygularımıza, ruhumuza hitap eder. Burada yapılacak köklü değişikliklerin ölçülemeyen bir doğası vardır ve asla öngörülemeyecek olumsuz sonuçlara yol açabilirler. Dolayısıyla, kapsamlı bir ritüel değişikliğini hiçbir surette gündemime almadım.
Diğer yandan ritüellerimizin, içerikleri dışında, mutlaka halledilmesi gereken bir başka sorunu da vardı. Masonik hukuk açısından meşruiyetleri. Tüzüklerimize göre, ritüelleri kabule yetkili tek heyet Büyük Loca olmasına rağmen, birçok ritüelimiz Büyük Görevliler Kurulu kararıyla kabul edilmiş ya da değiştirilmişti. Bu, tam manasıyla, Locaların karşı karşıya bnakıldıkları bir emr-i vakiydi. Öyle bir noktaya gelmiştik ki bazı ritüellerimizin, ne zaman, hangi heyet tarafından kabul edilmiş olduğunu bile tespit edemiyorduk. Ayrıca, Büyük Görevliler Kurulu'nun ritüel yapıyor olmasının kanıksanması, ritüellerin daha kolay ve sık değiştirilmesine yol açıyordu. Yapmamız gereken, bütün ritüelleri Büyük Loca'nın onayına sunmaktı. Böylece hem hukuki meşruiyet kazanırlar, hem de konjonktürel kararlarla değiştirilmelerinin önüne geçilirdi. Diğer yandan, bu adımı atmayı anlamlı bulmam için, Localarımızın kendi haklarına sahip çıkma iradesini görmem gerekiyordu. Bu irade olmadan, ritüellere hukuki temel kazandırmak için uğraşmaya değmezdi. Onun için, ritüellerimizi ele almadan evvel, tüzük değişikliği sürecinin sonucunu bekledim.
19 Kasım'ın hemen ertesinde, yeni tüzüklerimiz gereği artık Büyük Üstat eliyle doğrudan Büyük Loca'ya bağlanmış olan Ritüel Komisyonunu, mevcut bütün ritüellerimizi,
1. Yeni tüzüklerimizin getirdiği kavramların ve anlayışın yansıtılması;
2. Açık Türkçe hataları ve mantıksal çelişkilerin düzeltilmesi;
3. Yıllar içerisinde parça parça yapılan değişiklikler neticesinde ritüellerimize dahil olan ancak Masonluğumuzun genel kimliğiyle çelişen unsurların ortadan kaldırılması
ile sınırlı kalacak şekilde gözden geçirmekle görevlendirdim. Ritüelleri Mayıs ayındaki Büyük Loca Toplantısı'na sunmayı hedeflediğimden, Komisyon, gece gündüz, büyük bir ciddiyet ve titizlikle çalıştı. Büyük Görevliler Kurulu, Komisyon tarafından gözden geçirilen ritüelleri, hiçbir değişiklik yapmadan ve bir saatten az bir görüşmeyle, 5 Mayıs 2012 tarihinde toplanacak Büyük Loca'ya sunma kararını aldı. Kurulumuz, Ritüel Komisyonuna güvenmişti. Ritüelleri Büyük Loca'ya benim imzaladığım aşağıdaki takdim yazısıyla sunduk:
"Sevgili Kardeşlerim,
Tüzüklerimiz, ritüel yapma yetkisinin Büyük Locada olduğunu ve devredilemeyeceğini açık biçimde ifade etmektedir. Oysa kullanmakta olduğumuz ritüeller, kimi kısmen kimi de tamamen, Büyük Loca tarafından onaylanmamış metinlerdir. Bu durumun doğurduğu hukuki boşluğu gidermek üzere, ekte takdim edilen:
1. Çırak Derecesi Ritüeli
2. Kalfa Derecesi Ritüeli
3. Üstat Derecesi Ritüeli
4. Büyük Loca Toplantısı Ritüeli
5. Üstad-ı Muhterem İsad Ritüeli
6. Loca Görevlileri İsad Ritüeli
7. Matem Ritüeli
8. Yeni Bir Mabedin Tahsisi Ritüeli
9. Yeni Bir Locanın Kuruluşu Ritüeli
10. Kardeşlik Beratı Teati Ritüeli
11. Agap Ritüeli
12. Mezar Başı Ritüeli
13. Temel Taşı Koyma Ritüeli
14. Masonik Protokol
15. Regalyalar, Önlükler ve Bijular
16. Masonik Kısaltmalar Dizini
Büyük Locamızın onayına sunulmaktadır. Onaya sunulan ritüeller, Büyük Loca Ritüel Komisyonu tarafından "mevcudu mümkün olduğunca muhafaza etme" ilkesi ışığında hazırlanmış ve halihazırda kullanmakta olduğumuz ritüellerde,
1. 19 Kasım 2011 tarihinde gerçekleştirdiğimiz tüzük değişikliğinin getirdiği kavramların ve anlayışın yansıtılması;
2. Açık Türkçe hataları ve mantıksal çehşkilerin düzeltilmesi;
3. Yıllar içerisinde parça parça yapılan değişiklikler neticesinde ritüellerimize dahil olan ancak Masonluğumuzun genel kimliğiyle çelişen unsurların ortadan kaldırılması haricinde değişiklik yapılmamıştır.
Dolayısıyla, bu gündem maddesinin amacı ritüellerimizi değiştirmek değil, kullanmakta olduğumuz ritüellere ve sistemimiz içerisindeki her türlü ritüelik unsura tüzüksel bağlayıcılık kazandırmaktır.
Büyük Loca Tüzüğü'nün 12. maddesinin kendisine yüklediği "gerekli gördüğü Masonik tedbir ve kararların almmasını Büyük Locaya teklif etme" sorumluluğunu taşıyan Büyük Görevliler Kurulumuz, 24 Mart 2012 tarihli toplantısında, konuyu Büyük Locamızın takdirine sunmaya oybirliği ile karar vermiştir.
Kardeş sevgi ve saygılarımla
M. Remzi Sanver
Büyük Üstat"
Teklifimize neredeyse hiçbir olumsuz tepki gelmedi. 5 Mayıs 2012 tarihindeki Büyük Loca toplantısına çok sakin bir iklimde gittik. Ritüellerin parça parça kabulü söz konusu olamayacağından, herhangi bir oylama usulü sorunu da yoktu. Büyük Loca, ritüelleri, 1 Eylül 2012 tarihinde yürürlüğe girmek üzere oybirliği ile kabul etti. Bana da kapsamlı bir redaksiyon yetkisini tanıdı.
Bu kararın ritüellerimizin tarihinde bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Yakın tarihimizde, belki de bütün tarihimizde ilk defa bütün ritüellerimiz Locaların ortak iradesini temsil eden Büyük Loca'nın onayından geçmiş oldu. Yaklaşık 500 Kardeşin bulunduğu bir toplantıda bunun oybirliğiyle gerçekleşmiş olması ise, bu satırları yazarken dahi içimi titretiyor.
Kabul ettiğimiz ritüeller ne benim idealim ne de muhtemelen hiçbir Kardeşimin. Hepimizin üzerinde uzlaşacağı bir idealin olup olmadığından da emin değilim. Varsa bile, bu ideale ritüelleri sürekli tadil ederek ulaşmanın mümkün olduğunu düşünmüyorum. Sil baştan yeni bir ritüel yapmak konusundaki çekincelerimi de zaten paylaşmıştım. Ritüellerimiz, mükemmel olmasalar da, yılların emeğiyle belirli bir olgunluğa ulaştılar. Üzerlerinde tarihimizin izleri var ve doğrusuyla eğrisiyle bizimler. Yeni tüzüklerimiz altında değiştirilmeleri daha da zorlaştı. Tahminim ve ümidim, bundan böyle, Büyük Locamız bünyesindeki ritüel tartışmalarının sona ereceği ve kırk yılı aşkın bir emeğin neticesinde nihayet, Türk Ritüellerini oluşturmuş olmamızdır.
Sanırım bu sürece dair görüşlerimi en iyi özetleyen, Büyük Loca'nın 5 Mayıs tarihindeki toplantısının akabinde Localarımıza yolladığım aşağıdaki mesajdır:
"Üstad-ı Muhterem,
Sevgili Kardeşlerim,
Türkiye Büyük Locası, 5 Mayıs 2012 tarihli toplantısında, bütün ritüellerimizi (Büyük Loca ve Loca Görevlilerinin regalya ve bijularını da içerecek şekilde) oybirliğiyle onaylamış ve bunların 1 Eylül 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girmelerini karara bağlamıştır. Onaylanan ritüellerle, bu tarihe kadar kullanmakta olduğumuz ritüeller arasındaki fark çok azdır. Esasen kullanmakta olduğumuz ritüeller neredeyse tamamen korunmuş; sadece, yeni tüzüklerimizin kavramsal gerekleri yerine getirilmiş; açık mantık ve dil hataları düzeltilmiş; ve Masonluğumuzun genel kimliğiyle çelişen unsurlar ortadan kaldırılmıştır.
Farkların azlığına rağmen, Büyük Locamızın bu kararı büyük önem taşımaktadır. Zira, 5 Mayıs 2012 tarihine kadar kullanmakta olduğumuz ritüeller, kimi kısmen kimi tamamen, Büyük Loca tarafından onaylanmamış metinlerdi. Ritüelleri tespit yetkisi sadece Büyük Loca'da olduğuna göre, Büyük Loca tarafından onaylanmamış ritüellerin Localarımız açısından herhangi bir bağlayıcılığı da yoktu. Dolayısıyla, Büyük Locamız, 5 Mayıs 2012 tarihli kararıyla, Localarımızın çok uzun zaman boyunca karşı karşıya bırakılmış oldukları bir fiili durumu ortadan kaldırmış ve ritüellerimize Masonik meşruiyet kazandırmıştır.
Bu tarihi gelişme, 19 Kasım 2011 tarihindeki tüzük değişiklikleriyle açılan ve Locaların yeniden Masonik sistemin merkezine yerleştikleri devrin doğal bir sonucudur. Bundan böyle, Localarımızın ortak iradesini temsil eden heyet olan Türkiye Büyük Locası'nın onayından geçmemiş ritüeller ihtiyari metinler olmaktan öteye gitmeyeceklerdir.
Yeri gelmişken, dünyada var olan ritüel sistemlerinden birini olduğu gibi benimsemektense, kendi ritüellerini oluşturma yolunu seçmiş bir Büyük Loca olduğumuzu hatırlatmak isterim. Bundan neredeyse yarım asır evvel kullanmış olduğumuz bu cesur ve onurlu tercih, doğaldır ki, bünyemizde uzun yıllar süren ritüel tartışmalarına yol açmıştır. 5 Mayıs 2012 tarihinde oybirliğiyle onaylanan ritüellerimiz, bu tartışmalar ve değişiklikler sürecinin yarattığı birikimin bir ürünüdür. Dolayısıyla, 5 Mayıs 2012 tarihi itibarıyla ulaştığımız noktayı, ritüellerimizin tarihi evrimi içerisinde bir olgunlaşma ve durağanlaşma noktası olarak görebileceğimizi de ümit ediyorum.
Yeni ritüellerimizin Masonluğumuz için hayırlı olmalarını Evrenin Ulu Mimarından diler, Localarımızı ve Büyük Loca üyesi Kardeşlerimi sergiledikleri güçlü duruştan dolayı tebrik ederim.
Kardeş sevgi ve saygılarımla.
M. Remzi Sanver
Büyük Üstat"