Büyük Üstatlığa başlamamdan itibaren gelişen sürecin yarattığı iklimde, Localardaki desteğimin her geçen gün arttığını hissediyordum. Yapmaya çalıştıklarımın yaygın olarak benimsendiği aşikârdı. Bunlara muhalefet edenler de bu iklim içerisinde bunu yüksek sesle dile getirmemeyi tercih ediyorlardı. Türk Masonluğu'nun uzun yıllardır gördüğü en rahat Büyük Üstat seçimine gittiğimiz belliydi. Yeniden seçileceğimden hiçbir şüphem yoktu. Hattâ bir ara seçime tek aday olarak gireceğimi düşünmeye başlamıştım. Gerçi öyle olmadı ama iki Kardeşimin daha aday oldukları seçimin ilk turunda, benimle birlikte aday olan Kardeşlerimin sert eleştirileri altında, oyların yüzde doksana yakınıyla seçildim.
Büyük Locam değişim yönünde ortaya net bir irade koymuştu. Yeni dönem, bu iradenin gereğinin yapılacağı bir dönem olacaktı. Derhal, bunu hissettirecek güçte bir konuşmayla, Büyük Loca'ya hitap ettim:
"Sevgili Kardeşlerim,
İlk Spekülatif Masonlar, inisiyasyon kültürünü Operatif Masonluğun sembolleriyle harmanlamak suretiyle, insanlık tarihinin en önemli entelektüel hareketlerinden bir tanesine vücut verdiler. Bu hareket hürriyet, kardeşlik, eşitlik, akılcılık, aydınlanma, sevgi, sadakat ve samimiyet gibi insanın muhtaç olduğu değerlerin üzerinde yükseldi. Onun için de, ortaya çıkışının ilk döneminde, insanlığın düşünsel kremasını bünyesinde barındırdı. Dünyanın önde gelen bilim insanları, sanatçıları, filozofları ve devlet adamları, Masonluğun sinesinde buluştular.
Bugün Masonluk bu profilin uzağındadır. Dünya Masonluk panoramasına baktığımızda, Spekülatif Masonluğun üzerinde yükseldiği değerlerin bir kısmının artık telaffuz dahi edilmediği, bir kısmının da sözde kaldığı bir kimliğin gitgide yaygınlaştığını görüyoruz. Bunun sonucu, entelektüel elitten gitgide uzaklaşan; sıradanlığın hakim olmaya başladığı; anlamsız bir unvanlar ve sıfatlar hiyerarşisinden ibaret kalmaya yönelen bir Masonluk anlayışıdır. Kardeşlerim, yirmi birinci asır Masonluğu kadim değerlerine geri dönemezse, ya var olmayacak ya da, daha kötüsü, adı kalacak ama içi boşalacaktır.
Sevgili Kardeşlerim,
Dünya Masonluğunu yakından tanıyan bir Kardeşiniz olarak, Türkiye Büyük Locası'nın, bu kadim değerlere geri dönüşü gerçekleştirme potansiyeline sahip az sayıda Büyük Locadan bir tanesi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu potansiyel, fiile çevrilmelidir. Büyük Locamızın birinci çekicini emanet aldığım 19 Haziran 2010 tarihinden bu yana attığım her adım bu istikamettedir. Bugünkü Konvanımızın verdiği mesaj, yürüyüşüme daha kararlı devam etmem yönündedir. Mesaj alınmıştır. Büyük Üstat gereğini yapacaktır.
Büyük Üstadın gereğini yapması şarttır ama yetmez. Birazdan yeni dönemin Büyük Görevlilerini belirleyeceğiz. Büyük Görevli Kardeşlerimin, Masonluğunun kadim değerlerine uygun bir yönetim anlayışını benimseyeceklerinden şüphem yoktur. Önümüzdeki dönem içerisinde, Büyük Görevliler Kurulu, tüzüklerimizin kendisine tanıdığı yetkiler dairesinde çalışacaktır. Bu yetkilerin fazlalığı ya da azlığı tartışabileceğimiz bir konudur. Her halükârda, bu yetkilerin içerisinde Masonik yasama yoktur. Büyük Görevliler Kurulu, Konvan'dan başka hiçbir heyetin tespit edemeyeceği Masonik yasalarımızın yani tüzüklerimizin uygulanmasına nezaret etmekle görevli ve yetkilidir. Onun için Büyük Görevli Kardeşlerime, bu nezaretin haricinde, "Localarımızın işlerine karışmayın" demiyorum, "karışmayı düşünmeyin" diyorum. Aynı şekilde, Loca davetiyeleri yayınlanırken, Vadi sekreterliklerince yapılabilecek tek değerlendirme, tüzüksel uygunluk değerlendirmesidir. Bu değerlendirmeyi yapacak Kardeşlerime, Masonluğun ve Büyük Locamızın temel ilkelerine uygunluk kıstası haricinde, "konuşmaların başlığına ya da içeriğine müdahale etmeyin" demiyorum, "etmeyi düşünmeyin" diyorum.
Aziz Kardeşlerim,
Temel bir Masonik hukuk prensibi olarak, Localar, Büyük Loca Anayasası tarafından men edilmemiş her türlü Masonik faaliyeti göstermekte hürdürler. Buradan Üstad-ı Muhteremlerimize sesleniyorum. Locanızın Masonik yönetimini, Büyük Loca Tüzüğü ve Localar Genel Tüzüğü'ndeki esaslar çerçevesinde sürdürürken, kaynağını bu tüzüklerden almaksızın önünüze çıkartılacak her engel, karşısında sadece sizi değil, beni de bulacaktır. Size verdiğim bu kayıtsız desteğe bağlı bir de talebim var. Locanızı Spekülatif Masonluğu var eden anlayışla yönetmeniz. Bazen (sağolun, varolun, eksik olmayın) soruyorsunuz bana "Büyük Üstat senin için ne yapabiliriz?" diye. İşte ricam budur: Hürriyeti, kardeşliği, aklı, sevgiyi, şefkati, samimiyeti Locanızda hakim kılınız. Kardeşlerinizin Localarında kendilerini evrenin hiçbir yerinde hissedemeyecekleri kadar hür, aydınlık, sevgi içinde ve güvenli hissetmeleri için elinizden gelen çabayı gösteriniz. Zira, Masonlukta Loca esastır ve siz bu iklimi Localarımızda hakim kılmadıkça, Büyük Üstadın çabalarının hiçbir manası yoktur.
Sevgili Kardeşlerim,
Hazır Spekülatif Masonluğu var eden değerlerden bahsederken, sistemimizde bu değerlere aykırı birer yara olarak duran iki sorunu hemen burada çözmeyi diliyorum. Bunlardan birincisi, mali konuların gitgide artan bir şekilde, Kardeşliğimizin üzerine çıkar hale gelmesidir. Eğer bir Kardeşimiz bile mali güçlük içinde bulunduğundan dolayı aidatını ödeyemiyor ve gayrimuntazam ilan ediliyorsa, bu, tarih önünde hepimizin taşıyacağı ağır bir sorumluluktur. Localarımızdan ricam, önümüzdeki dönem içerisinde, matriküllerinde kayıtlı tek bir Kardeşin dahi mali imkansızlık dolayısıyla bu işleme muhatap kalmadığından emin olmaları; bu yönde en küçük bir tereddüt uyandığında bunun Masonik gereğini yerine getirmeleridir. Bu gereğin yerine getirilmesinde maddi güçlükle karşılaşacak Localarımızın Üstad-ı Muhteremlerinin konuyu benimle paylaşmaları halinde, sahip olduğum yetkileri Masonik değerlerimizin yüceltilmesi yönünde kullanacağım şüphesizdir. Zira, Türkiye Büyük Locası, zor günler yaşayan Kardeşlerine bu kadarcık olsun sahip çıkacak manevi ve maddi kudrete elbette ki sahiptir.
Sistemimizi yaralayan ikinci bir husus, Büyük Locamız bünyesindeki yayınların dağıtmanın düzenlenmesine dair yönetmeliktir. Büyük Loca, hangi yayınları kendi kanallarıyla dağıtıp dağıtmayacağına karar vermekte elbette ki serbesttir. Diğer yandan, yayınların dağıtımını tekelinde tutma hakkına sahip değildir. Ayrıca, bir yayını basılmadan önce görmeyi talep etmenin adı da (eskiden beri ve dünyanın her yerinde) sansürdür. Bu yönetmelik, kullanabileceğim en hafif tabirle, Büyük Locamıza yakışmamaktadır. Kaldı ki tüzüklerimiz Büyük Locanın Masonik yayınlarına dair yetkiyi Büyük Üstada vermiştir. Dolayısıyla bu yönetmeliğin bazı kısımları, tüzüklerimiz ve Büyük Üstatlık yetkileri ile de çelişmektedir. Binaenaleyh, söz konusu yönetmeliği yok addettiğimi ve Büyük Locamız bünyesindeki yayınlara dair her türlü sorumluluğu bizzat üstlendiğimi bilginize sunuyorum. Varlığı tüzüklerimizle belirlenen Yayınlar Komisyonu ise önümüzdeki dönem içerisinde, Araştırma Localarımızla koordinasyon içerisinde, yayınların denetlenmesi için değil arttırılması için faaliyet gösterecektir.
Sevgili Kardeşlerim,
Aslında sizlerle paylaşmak istediğim o kadar çok konu var ki. Harici alemle ilişkilerimizdeki gelişmelere dair tafsilatlı bilgi sunabilmeyi arzu ederdim. Bilhassa 19 Ekim 2010 tarihinde çıktığım dört saatlik canlı yayını takip eden çok olumlu gelişmeleri paylaşabilmeyi isterdim. Aynı şekilde, Büyük Locamızın Masonik dış ilişkilerinden de bahsedebilmeyi isterdim. Kıbrıs'ta ve Balkanlarda çok güzel gelişmelerin içerisindeyiz. Benzeri gelişmeleri önümüzdeki dönemde Afrika'da da beklemek mümkün. Geçen ay İtalya Muntazam Büyük Locası'nın toplantısında, Kardeş Büyük Localardan bir tanesinin Büyük Üstadı, Büyük Locamızı "Avrupa Masonluğu'nun yükselen yıldızı" olarak tarif etti. Ben de hiç "aman, estağfurullah, o sizin güzel bakışınız" demedim. Çünkü bu bir vakıa. Bu vakıayı, Büyük Locamızın ve dünyanın dinamikleri çerçevesinde burada değerlendirebilmeyi çok isterdim. Ama maalesef yapamıyorum çünkü buna vaktimiz yok. Evet, ne acıdır ki Konvan'ın, yani evrensel tarifiyle Türkiye Büyük Locası'nın, kendi varoluş sebebi olan Masonik meselelere sahip çıkmaya vakti yok. Büyük Locayı, "Konvan" adı altında senede sadece bir gün toplayıp, aynı toplantıda hem Masonluk hem dernek işlerini görüşmemizin bedelidir bu. Önümüzdeki dönem içerisinde çözmemiz gereken bir konu, mali-idari meseleleri etkin bir dernek genel kurulunda hallettiğimiz; Konvanı ise Büyük Loca hüviyetiyle toplayıp sadece Masonik konuları görüştüğümüz; böylece heyetimizin senede iki tam gün fakat farklı kimliklerle toplandığı bir modele geçmektir. Bu model, mali-idari sorunlarımızın daha sağlıklı çözümünü sağlayacağı gibi, Masonik iktidarın tek kaynağı olan Localarımızı da, olması gerektiği şekilde, Masonik yönetimin merkezine yerleştirecektir. Sadece bu yönde bir değişikliği görüşeceğimiz olağanüstü bir Konvan'ı, Ekim 2011'de toplantıya çağıracağım. Aynı Konvan'da, Kardeşlerimizden ve Localarımızdan son bir yıldır gelen görüşler çerçevesinde, mali-idari yapılanmamıza ve bilhassa gayrimenkullerimize dair bazı stratejileri de oluşturabileceğimizi umuyorum. Bunları gerçekleştirebilirsek, sistemimizin temel taşlarını Masonluğun evrensel normlarına uygun biçimde yerine yerleştirmiş oluruz ki bunun üzerine inşaat çok daha kolay olacaktır.
Sevgili Kardeşlerim,
Türkiye Büyük Locası'nın birinci çekicini bana bir kere daha emanet etmekle göstermiş olduğunuz güvene teşekkür ederim. Vermiş olduğunuz büyük desteğin yüklediği ağır sorumluluğun farkındayım. Görev sürem boyunca buna layık olmak için elimden geleni yapacağım. Bu süre iki yıldır. İkinci bir dönem için Büyük Üstatlık görevine talip olmam söz konusu değildir. Bu iki yıl boyunca mevzuatta neyi ne kadar değiştirebileceğimizi şu anda bilemiyorum, buna birlikte karar vereceğiz. Diğer yandan, 11 aydır yürümekte olduğumuz istikamette kat edeceğimiz iki ilave senenin, geri dönüşsüz bir yönetim kültürü kırılmasını getireceğini; ve halefime, gücünü unvan ve sıfatlardan alan yönetim zihniyetlerinin tasfiye edilmiş olduğu bir Türkiye Büyük Locası devredeceğimi şimdiden müjdeleyebilirim.
Aziz Kardeşlerim,
İdari görev sürem iki yıldır ama dile getirdiğim bu değerlere olan takipçiliğim yaşadıkçadır.
Hepinizi Kardeş sevgi ve saygılarımla kucaklıyorum."
Sanırım o gün toplantıda bulunan herkes, Türk Masonluğu'nun, bir büyük dönüşümün arefesinde olduğunu anlamıştı.