Bornocu Ersan 11 Kasım 2015 Çarşamba



Bugün dünya Masonluğu, geleneksel Masonluk anlayışını benimseyen ve benimsemeyen Büyük Localar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Literatürümüzdeki yaygın kullanımda, bunlardan birincisine "muntazam", ikincisine "gayrımuntazam" Büyük Localar diyoruz. Muntazam-gayrımuntazam ayrımı, Masonluğun temel ilkeleri ekseninde bir ayrımdır. Bir Büyük Locanın hangi temel ilkeleri benimseyeceği ise kendi tercihidir. Dolayısıyla "gayrımuntazam" tabiri her ne kadar bir olumsuzluk çağrıştırıyorsa da, aslında muntazam olmak ya da olmamak birbirine bir üstünlük meselesi değil kurumsal bir tercihtir. Sütçü sütüm kara demezmiş, her kurum da kendi ilkesel tercihinin doğru olduğunu düşünür.

Muntazam ve gayrımuntazam Büyük Localar arasındaki ilişkinin temel bir normu vardır. Muntazam Büyük Localar, gayrımuntazam Büyük Localarla tanışmazlar. Bu durumun sonucu olarak, bu iki ayrı anlayışın Masonlarının Locaların ritüelik çalışmalarında bir araya gelmeleri mümkün değildir. Bundan başka da ilişki kısıtlayan bir evrensel norm mevcut değildir. Tersine, bu iki ayrı anlayışa mensup Masonlar, dünyanın her yerinde, ritüelik çalışmalar dışında, Masonik olan ya da olmayan birçok husus vesilesiyle bir araya gelmektedirler.

Muntazam-gayrımuntazam Masonluk ayrımı Türkiye'ye nispeten geç gelmiş ve dünya örneklerinin aksine, tek bir kurumun içinde yaşanan kavgalı bölünmeyle gerçekleşmiştir. Bu da, Türkiye'deki muntazam-gayrımuntazam Masonluk ilişkilerinin, dünya normlarının dışında bir tansiyonla başlamasına ve sürmesine yol açmıştır. Bu duruma bir de dünya normlarına dair bilgi eksikliklerimiz eklenince ortaya trajik bir tablo çıkmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde var olmayan "onlar da Mason mudur?" veya "onlara Kardeşim diyebilir miyiz?" anakronik tartışmaları; Kardeşlerimizin Mason olan eşlerinin (yani Mason hemşirelerimizin) Açık Celselere getirilmelerini men eden yahut Özgür Masonlar Büyük Locası'nın mensuplarıyla haricî alemde yapılan toplantıları yasaklamaya kalkan Büyük Üstatlar; Özgür Masonlar Büyük Locası'nın mensupları tarafından yazılmış kitapların İktisadi İşletmemizde satılmasını yasaklayan Büyük Görevliler Kurulları; Özgür Masonlar Büyük Locası'nın binasına gittiği için haysiyet kuruluna verilmekle tehdit edilen Kardeşler ve daha nice acı örnekler...

Dünyada birbiriyle tanışmayan Büyük Locaların ortaklaşa bina kiraladıkları bir devirde, kabul edilemez bir geri kalmışlık olarak gördüğüm bu duruma, tek kelimeyle, dayanamıyordum. Tabanın da fevkalade rahatsız olduğunu hissettiğim bu meseleye elbette neşter atacaktım. Ancak görev dönemimin ilk zamanlarında başımdaki bin bir türlü soruna yeni bir tanesini ilave etmek istemediğimden, bu konuyu ele almayı görev dönemimin sonuna bırakmaya karar verdim. Böyle karar verdim ama "dayanamıyordum" dedim ya, gerçekten de dayanamadım ve zamanlamanın hatalı olduğunu düşünmeme rağmen, görev dönemimin hemen başında Özgür Masonlar Büyük Locası Büyük Üstadı Metin Ansen Kardeşimle temasa geçtim. Metin Kardeşimin sıcak ve candan kişiliği sayesinde hemen yakın dost olduk. Eskiden de iki kurumun Büyük Üstatları arasında diyalog kurulduğu dönemler olmuştu ama bu diyalog belirli bir örtülülük anlayışıyla gerçekleşirdi. Ben Metin Kardeşimle göstere göstere görüştüm. Özgür Masonlar Büyük Locası'nın davet edildiğim bütün organizasyonlarına katıldım; dergileri için fotoğraf çektirdim; Metin Ansen Kardeşimi bizim organizasyonlarımıza davet ettim. Üstelik bu ilişkiyi Büyük Üstatlarla sınırlı tutmaya da çalışmadım. İki Büyük Locanın arşiv komitelerinin birlikte çalışmalarını teşvik ettim; İzmir'de iki Büyük Loca'ya mensup Masonları bir araya getiren "sinerji" adlı organizasyonu açıktan destekledim. Ayrıca, bütün bu yaptıklarımı Localarımızın ritüelik çalışmalarında anlattım; Kardeşleri de (ritüelik çalışmalarda bir araya gelmemek kaydıyla) benzeri şekilde davranmaya teşvik ettim.

Bu konudaki açıklığım, yıkmaya çalıştığım zihniyete karşı yükselttiğim bir bayraktı aslında. Diğer yandan, neşteri erken vurmuş ve verdiğim genel mücadelede yeni bir cepheyi zamansız açmış olmaktan endişeliydim. Yaklaşımlarımın sessiz çoğunluk tarafından desteklendiğini bilmekle birlikte, sesi yüksek çıkacak bir azınlık muhalefetiyle karşılaşmayı bekliyordum. Bu bile olmadı. Yaptıklarıma hiçbir açık itiraz gelmedi. Konuya dair verdiğim mesajlar çarpıtılarak üretilen dedikodulara ise kimse itibar etmedi. Son bir örtülü muhalefet, 7 Mayıs 2011 tarihli Büyük Üstat seçimine giderken gerçekleşti. Özgür Masonlar Büyük Locası'nın Cumhuriyet Balosu'nda çekilen fotoğraflarım bana karşı propaganda malzemesi olarak kullanıldı; Büyük Loca Toplantısında da bu konudaki yaklaşımlarımdan dolayı birkaç cılız eleştiri aldım. Seçim sonuçları, camiamızın bu konudaki duruşunu net bir biçimde ortaya koydu ve ben, daha görevdeki ilk yılımda anladım ki, dayanamadığım o zihniyet meğer zaten yıkılmış. Burada bana düşen, bir devrin kapandığını resmen ilan etmekti. Bunu da, evvela 2012 yılının sonbaharında Mimar Sinan Dergisi'nde yayınladığım, sonra da 2013 yılı başında Localarla paylaştığım aşağıdaki Büyük Üstat mesajıyla yaptım:

"Sevgili Kardeşlerim,

Masonluk, insan aklının ürünüdür. Masonluğun ritüellerini, temel ilkelerini, değişmez addedilen kurallarını hep insan aklı üretmiştir. İnsan aklı ise üretir ve çeşitlendirir. Dolayısıyla, Masonluğun doğuşundan bugüne geçen asırlar içerisinde birbirinden farklı Masonluk anlayışlarının ortaya çıkmış olması gayet doğaldır.

Anlayışlarına farklılaşan Mason örgütleri arasındaki ilişkilerin mahiyeti, kısmen yerel tercihler, kısmen de dünyadaki gelişmelerle alakalıdır. Muntazam Masonluk anlayışını benimseyen Büyük Locaların konuya ortak yaklaşımı, kendi temel ilkeleri dışında faaliyet gösteren Mason örgütlerinin üyeleriyle, Loca çalışmalarında bir araya gelinmemesidir. Öte yandan, bu kurala uyulduğu müddetçe, bu örgütlere mensup Masonlarla kurulacak ilişkilere getirilen herhangi bir kategorik kısıt yoktur.

Dünya ölçeğinde kabul gören bu yaklaşım, Muntazam Masonluğun Türkiyedeki yegane hakimi ve temsilcisi olan Büyük Locamız tarafından da benimsenmiştir. Yasalarımız, temel ilkelerimiz dışında faaliyet gösteren Mason örgütlerinin üyeleriyle Loca çalışmalarında bir araya gelinmesine izin vermemektedir. Diğer yandan bu durum, ülkemizde bizden farklı temel ilkelerle çalışan Mason örgütleriyle ortak değerlerimizi güçlendirmeye yönelik işbirliklerine mani değildir. Bilhassa, bir asrı aşkın tarihimizin yarısından fazlasının ortak olduğu Özgür Masonlar Büyük Locası ile dostane ilişkiler içerisinde olmamamız düşünülemez. Bu Büyük Loca ile yıllar önce haricîlere dair kritik bilgilerin paylaşılması ile başlayan ve son zamanlarda ortak arşiv çalışmaları ile devam eden karşılıklı ilişkinin, önümüzdeki yıllarda gelişerek süreceğini umuyorum.

Yeri gelmişken, Türkiye'de kadın Masonluğu konusunu da değerlendirmek isterim. Kadınların tekris edilmeleri temel ilkelerimizin dışındadır. Dolayısıyla, kadın Masonluğunu temsil eden Mason örgütleriyle ilişkilerimiz, Loca çalışmalarında bir araya gelmeme kuralımıza uygun olmak zorundadır. Ancak bu durum, Cumhuriyet Türkiyesi'nde Masonluk yolunda yürümek isteyen kadınları yok saydığımız anlamına gelemez elbette. Aksine, bize yakışan, bu varlıktan mutluluk duymak ve kadınlarımıza bu imkanı sağlayan Mason örgütlerine saygıyla bakmaktır.

Sevgili Kardeşlerim,

Muntazam olan ve olmayan Masonluk ayrımı Türkiye'ye nispeten geç gelmiş ve dünya örneklerinin aksine, tek bir kurumun içinde yaşanan kavgalı bölünmeyle ortaya çıkmıştır. Bu da, ülkemizdeki farklı Masonluk anlayışları arasındaki ilişkilerin, dünya normlarının dışında bir gerginlikle başlamasına ve sürmesine yol açmıştır. Tarihimizin kendimize özel şartlarından kaynaklanan bu durum artık geçmişte kalmıştır. Bugünden geleceğe baktığımda, Türkiye'deki farklı Mason örgütlerinin kendi anlayış ve kurallarıyla kendi yollarında yürüdükleri, ancak birbirleriyle dostça ilişkiler içerisinde oldukları; Nazımca söyleyecek olursak "bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine" var oldukları bir Türk Masonluğu görüyorum.

Kardeş sevgi ve saygılarımla

M. Remzi Sanver
Büyük Üstat"


Bu yazı ; Bornocu Ersan Tarafından yazılmış olup, , , kategorisine eklenmiştir. Bu ve buna benzer yazıları RSS 2.0 . ile takip edebilir, ve eğer istersende bu yazıya 1 yorumda sen yapabilirsin!

0 yorum for " Türkiye'deki Diğer Büyük Localarla İlişkilerimiz "

Cevap Bırakın

Reklam