Bornocu Ersan 11 Kasım 2015 Çarşamba



Her yönetici gibi benim de yaptıklarım ve yapamadıklarım; doğru yaptıklarım ve yanlış yaptıklarım oldu. Bunlara dair düşüncelerimi bu kitap boyunca samimiyetle paylaşmaya çalıştım zaten. Ancak, yöneticiliğimin olaylar ve konular zemininde değerlendirilmesi dışında aldığım bir ağır genel eleştiri var ki bunu ben de henüz vicdanımda cevaplandırabilmiş değilim. Bazı Kardeşlerim, bana verilen tarihimizde emsali az bulunan güçteki desteğin hakkını veremediğimi ve buna uygun cesarette adımlar atamadığımı düşünüyorlar.

Haklı olabilirler. Bugün geriye baktığımda, ele almayı düşünüp de vazgeçtiğimiz bazı konuları rahatlıkla neticelendirmiş olabileceğimizi görüyorum. Ama olayların içindeyken bu öyle görünmüyordu. Bir Kardeşimin söylediği gibi, belki de "gücümün farkında değildim". Ama "gücümün farkında olsaydım" daha mı hayırlı olurdu yoksa bu durum bana fazla ileri gitme hatasını mı yaptırırdı, bunu da bilemiyorum. Sistemimizde yapılması gereken o kadar çok reform var ki bunların hepsini bir seferde ele almak bana halâ çılgın bir proje gibi görünüyor. Hatırlatmak isterim ki köklü değişikliklerde temel soru, bunun kabul görüp görmeyeceği değil, uzun vadede faydalı olup olmayacağıdır. Bilhassa Masonluk gibi gelenek ve alışkanlıkların merkezî önem taşıdığı kurumlarda, kaş yapayım derken göz çıkartmama hassasiyeti ciddi biçimde ön plana çıkıyor ve çıkmalı da.

Açık söyleyeceğim, görev sürem boyunca üzerimde sağlanan konsensüsün, yapılan reformlar kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Büyük idari gerginlikler içerisindeki bir Büyük Locanın iki yıl içerisinde tüzüklerini yüzde doksanlık bir destekle yenilemesi; ritüellerini ittifakla kabul etmesi az şey değildir. İki önemli konuyu daha halletsek buna mukabil Kardeşlerimizin üçte birini çok mutsuz etsek daha mı iyi olurdu? Hiç zannetmiyorum. İşler nasılsa hallolur. Yeter ki ağız tadı olsun. Camia içerisinde bir mutabakat havasının varlığını her şeyden önemli görüyor ve haleflerimin de bunu korumaya azami dikkat göstermelerini bütün kalbimle  diliyorum.

Her şeye rağmen, bazı konularda fazla çekingen kalmış olabileceğimi kabul ediyorum. Sonuçta yöneticilik performansınız kişilik özelliklerinizden bağımsız olamıyor. Ne isem oyum ve yapabildiğim kadarını yaptım. Eğer görev dönemimde yüzümüzü döndüğümüz istikamet gerçekten beğeniliyor ve destekleniyorsa, gelecek nesiller oraya doğru yürüyeceklerdir nasılsa.

Neden bu yürüyüşe iki yıl daha liderlik yapmaya talip olmadığım sorusuyla çok karşılaşıyorum. Hattâ bu tavrımı sorumsuzluk olarak gören Kardeşlerim de var. Bir dönem daha adaylık hakkı olan ve seçilme ihtimali ziyadesiyle yüksek görünen bir Büyük Üstadın tekrar aday olmamasının alışılmış bir durum olmadığının farkındayım ve kendimi bu kararımın hesabını vermekle yükümlü addediyorum.

Bu kararımın altında, biri ilkesel; biri stratejik; biri de özel olmak üzere üç temel sebep yatıyor. İlkesel sebep, Büyük Üstadın bu unvanıyla seçime girmemesi gerektiğine dair inancım. Seçime girecek Büyük Üstat seçime girecek olmanın siyasi baskısını hisseder ve ilk döneminde bu baskıyla hareket etme riskini taşır. Oysa Büyük Üstatlık kavramı, hiçbir baskının varlığıyla kabil-i telif değildir. Gerçi ilk yılımın sonunda seçime girmekle bu ilkeyi ihlal etmiş oldum ama bu bakiye bir dönemi tamamlıyor olmamdan kaynaklanan çok istisnai bir durumdu. Buna mukabil, tamamladığım bakiye dönemin sonunda seçildiğim Büyük Loca toplantısında, seçildikten hemen sonra, bir dahaki seçimde aday olmayacağımı açıkladım. Bu sayede, iki yıl boyunca, hiçbir seçim baskısı altında kalmadan, ne yaptıysam doğru bildiğim için yaparak görevimi tamamladım. En az bunun kadar önemlisi, seçime girmeyeceğimi açıkça ilan ettiğimden, davranışlarım Kardeşlerim tarafından da böyle algılandı.

Stratejik sebep, gerçekleştirmeyi düşündüğüm dönüşüme dair etrafımda oluşturmaya çalışacağım ittifakla alakalıydı. Eğer bir daha seçime girecek olursam, takip eden dönemde Büyük Üstatlığa aday olmayı düşünebilecek Büyük Loca Görevlisi Kardeşlerim beni kendilerine rakip göreceklerdi. En yakın mesai arkadaşlarımla böyle bir ilişki içerisinde olmam, gerçekleştirmeyi düşündüğüm dönüşüme aradığım desteği zayıflatabilirdi. Oysa aday olmayacağımın bilinmesi, yönetimdeki Kardeşlerimin etrafımda toplanmalarını teşvik ederdi. Sözün özü, aday olmayacağımı açıklamamın, görevimi kısa ama öz yapmama yardımcı olacağını düşündüm. Öyle de oldu.

Özel sebebi ise söylemeye bile gerek yok. Ailemi, olabilecek en üst derecede ihmal ettim. Bir is'ad törenine yetişmek uğruna Ankara-İstanbul karayolunda geçirdiğim ciddi trafik kazası hepimizi çok etkiledi. Ayrıca, Üniversitemde hiç beklemediğim bir şekilde ve zamanda üstlendiğim rektörlük göreviyle birlikte, insanlıktan çıktığım ve makineleştiğim bir hayat ritmine girdim. Randevularının dakikaları planlı; kiminle ne zaman telefonda konuşacağı bir ay öncesinden belli; sekreteryasının ajandasına yazdığı randevular dışında kimseye selam vermeye dahi vakti kalmamış bir Büyük Üstadın bırakın ailesini, Büyük Locası'na da hayrı olması mümkün değildir.

Sözün özü, işi tadında bıraktım. Tarihimizde emsali az görülen bir desteğe mazhar oldum; buna elimden geldiğince layık olmaya çalıştım ve zirvedeyken kendi isteğimle iktidardan ayrıldım. Biraz bencilce olacak ama bunun manevi hazzı başka hiçbir şeye benzemiyor!

Görev süremin sonlarına doğru (muhtemelen yaşımın gençliği dolayısıyla) sıkça karşılaştığım bir soru da ilerleyen dönemlerde tekrar Büyük Üstatlığa aday olup olmayacağım. Elbette ki böyle bir planım yok. Şu andaki niyetim, gerçek manasıyla sütunlara dönmek ve genç yaşta elde ettiğim büyük tecrübe ve birikimi, Büyük Locamın idari zeminleri dışında Kardeşlerimin hizmetine sunmak. Ancak yeniden Büyük Üstatlığa aday olma kapısını da tamamen kapatmıyorum. Bunu haleflerimin tavırları belirleyecek. En doğrusu şöyle söylemek. Kendimi bir daha Büyük Üstatlığa aday olmak zorunda hissetmemeyi bütün kalbimle diliyorum.

Bu yazı ; Bornocu Ersan Tarafından yazılmış olup, , kategorisine eklenmiştir. Bu ve buna benzer yazıları RSS 2.0 . ile takip edebilir, ve eğer istersende bu yazıya 1 yorumda sen yapabilirsin!

0 yorum for " Özeleştiri "

Cevap Bırakın

Reklam