Buna karşılık, satıhta kalmaz, her derecenin bizlere neler öğrettiğini düşünür ve bu öğretiden kendimize pay çıkarmasını becerir, yani dereceleri dış görünüşlerine göre değil, ezoterik anlamlarına göre tefsir edersek, bu tefsir sanat ve melekesini elde etmiş olursak, mason, yani (netice itibariyle) tam ve kâmil insan olmak yolunda ilerlemiş ve ancak o zaman felsefî derecelerin sebep ve hikmetini bütün cepheleriyle ve kemaliyle kavramış olabiliriz.
Daha önce 4, 5, 6, 7, 8 ve 9. dereceleri izah ederken, felsefî masonluğun bu derecelerle ilgili doktrinini açıklamıştım. Şimdi de 10, 11, 12, 13 ve 14. dereceler üzerinde durmak, çeşitli masonik kitaplarda yer alan tefsirlere, evvelce de yaptığım gibi, kendi yorum ve düşüncelerimi de katarak bu derecelerle ilgili doktrini sizlere aktarmak istiyorum.
Bilindiği gibi 9. derecede masonik eğitimin çok ilgi çekici bir dönüm noktasını görmüştük. Gerçekten, bu dereceden itibaren, Hiram efsanesine İllüminizm aydınlanma cereyanına ait bazı unsurların eklenmekte olduğu göze çarpar.
Malûm olduğu üzere, «illüminizm» Fransa'da 18. asrın ortalarında meydana çıkan «ansiklopedist» akımına bağlanır. Diderot ile d'Alembert'in öncülüğünü ettikleri ansiklopedistler, Ortaçağın her olayı dinî esaslarla izah etmeye çalışan felsefi görüşüne mukabil, aynı olayların ilmî ve teknik sebeplerini ve izah tarzlarını bulmak çığırını açmıştır. İllüminizm aklın üstünlüğünü ve her olayın akıl yolu ile açıklanabileceğini kabul ettiği gibi, insanın kendi kaderinin hâkimi ve yapıcısı olduğu fikrini de benimsemiştir. Edebiyat alanında Rönesans hareketine bağlanan illüminizm, siyasî alanda da insan haklarını ön plâna getirmiş ve her türlü teokratik ve despotik idare şekline karşı cephe almıştır.
İşte 9. derece ile birlikte, masonlukta da aynı fikirlerin yer aldığı ve çeşitli cepheleriyle «hürriyet» kavramının öne geçtiği ve bu «hürriyet» veya «hürriyetler» uğruna Kardeşlerin mücadeleye çağrıldıkları görülür. İllüminizmin bu şekilde Masonluğa girişi Adam Weishaupt adında bir şahsın 1777'de Almanya'nın Ingolstadt şehrinde kurduğu illüminizm teşkilatı ile başlar. Aynı yıl Weishaupt Münih'te bir Locada tekris edilir ve alman illüminizmi, yani Aufklârung ile Alman Masonluğu arasında bir kaynaşma meydana gelir. Almanya'da Goethe, Herder, Martens, Saxe-Gotha ve Saxe-Weimar prensleriyle Fransa'da Mirabeau, Robespierre ve Lavoisier bu cereyanın alemdarları olurlar. Adetâ Masonluğun içinde yeni bir Rit, bir illüminizm Riti doğmak üzeredir. Robespierre'in Fransa'da din sahasında da reform yapmak istediği ve «Etre Supreme» adını verdiği Yüce bir Varlık namına Paris'te şenlikler düzenlediği bilinmektedir. Eski ve Kabul Edilmiş Skoç Riti ise illüminizm cereyanına ve hürriyet kavramına gerekli değeri vermekle beraber, her şeyi akılla izah etmek gibi bir ifrata da kaçmaz.
9.Derecedeki mason, daha önceki derecelerde öğrendiği adalet ve nasafet fikir ve kavramlarını tatbik mevkiine koymaya çağrılır. Bir Şövalye kendisini adalete adamış olan şahıstır. Şu halde görevini yaparken âdil ve münsif davranmak zorundadır. Aynı zamanda gerçeği de aramak mecburiyetindedir. Kendisine suçlu oldukları ve cezalandırılmalarının gerekli bulunduğu bildirilen şahısların, gerçekten öyle olup olmadıklarını araştırmalı onların kendi savunmalarını yapmalarına fırsat ve imkân tanımalıdır. Adaleti yerine getirmeyen, suçluları cezalandırmayan bir yönetim intihara mahkûmdur. Ancak suçu suçla karşılamamalı, adaletle intikamı birbirine karıştırmamalı, bir kimsenin suçlu olduğunu kim söylemiş olursa olsun, 9.derecedeki mason onun sözüne körü körüne itimat etmemeli, ihbar edilen kimsenin gerçekten suçlu olup olmadığına kanaat getirmeli, özellikle verilen emirlerin sınırını aşmamalı, kendi yetki hudutları içinde kalmalıdır. Derece, bu ikisinden başka bir şey daha öğretir: Gerçekten emrin sınırını aşan ve savunmasını yapmasına fırsat vermeden bir sanığı cezalandıran mason, Kral Süleyman tarafından azarlanıp cezalandırılmaya kalkışılınca, bir Kardeş araya girerek onun lehine konuşmakta ve Süleyman'ın onu affetmesini sağlamaktadır. Şu halde hayatta insanın yardımına koşacak dostlara her zaman ihtiyaç vardır ve bir mason zor durumda bulunan bütün Kardeşlerine yardım etmeli, daima onların lehine konuşmalıdır.