ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Merasim Üstadı Kardeşim, Adaylar Atölye kapısına geldiler mi? Lütfen bakınız; geldilerse onları usulümüze göre içeriye alınız.
(Merasim Üstadı dışarı çıkar, adayları 9. derece usulüne göre kapıya getirir ve kapıya •• •• •• •• • vurur)
MUHAKKİK - (Kapıya gider) Kimsiniz? Ne istiyorsunuz?
MERASİM ÜSTADI - Olgunluğa ermek için Gizli Kubbe altına girmek isteyen Masonları getiriyorum.
MUHAKKİK - Bekleyin. Birinci Nâzır Kardeşim, Merasim Üstadı, Gizli Kubbe altına girmek isteyen Kardeşleri getirmiştir.
BİRİNCİ NAZIR - ÜÇ DEFA MUKTEDİR, Merasim Üstadı olgunluğa ermek dileği ile Gizli Kubbe altına girmek isteyen Masonları getirmiş; dışarıda izninizi bekliyorlar.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - İçeriye alınsınlar, kendilerini iki sütun arasında bekletiniz.
- MÜZİK I -
(Adaylar iki sütun arasına alınır.)
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Kardeşlerim, ayağa kalkınız, sadakat duruşuna geçiniz.
(Kılıcı eline alır)
(Adaylara hitap ederek) Kardeşlerim, bu locanın Tam ve Âli Üstadlarınca kabul edilmiş bulunan teklife uyarak, Skoç Ritinin 10, 11, 12, 13. derecelerini size şimdiden veriyorum. Bu derecelerle ilgili bilgiler sizlere dışarda verilecektir. Gidiniz ve size söylenecek olanları dikkatle dinleyiniz.
Oturalım Kardeşlerim.
(Adaylar Merasim Üstadı ile dışarı çıkar, gerekli bilgileri aldıktan sonra 13. derece usulünce kapıya vururlar)
MUHAKKİK - (Kapıyı açar ve eşikte kılıcının ucunu adayın göğsüne dayayarak), Kimsiniz; ne istiyorsunuz?
ADAYLAR - Royal Arche Kardeşleriyiz, arıyoruz.
BİRİNCİ NAZIR - İçeri girsinler.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Merasim Üstadı Kardeşim adayları yemin kürsüsünün önüne getiriniz.
Kardeşlerim, size vereceğimiz bu derece ilkel Masonluğun "Vasıflandırılamaz" denilen derecelerinin sonuncusudur.
Hiram menkıbesine ve ilk mabedin inşası efsanesine son verir.
Operatif Masonlara has eski derecelerin çalışmalarında bu olgunlaşma derecesine ancak başarılı bir meslek hayatı geçirildikten sonra ulaşılabilirdi. Adayın yeterliliği, kardeşlerin ona besledikleri saygı ve güvenceden başka denemelerden geçirildikten sonra anlaşılmış olurdu. Zamanımızda bu gibi güçlükler bir hayli azalmıştır. Bugün toplum ilişkileriyle birlikte âdet ve alışkanlıklar da değişmiştir. Eskiden Masonluk çabasının başlıca konusu olan hürriyet, artık şimdi her yerde, bütün millî idarelerin ve halkların ortak amacı olmuştur. O kadar ki, bazı Masonlara göre Masonluğun görevi artık sona ermiştir. Ama, bizim görevimiz değişmemiş, her zaman insanlık yararına uygun ve ulaşmaya can attığımız ülküye bağlı kalmıştır. Bu ülkü insanlık tarihinin her döneminde azimle ve olumlu bir düzen içerisinde olgunlaştırmayı gerçekleştirme için düşünülebilen en etkili yoldur.
Kardeşlerim, işte yalnız bu inançta olanlardır ki, şimdi içinde bulunduğumuz bu atölyeye girebilirler.
Siz eğer ne olduğunu anlamak merakını yenemeyerek bu topluma katılmış veya Masonlukta dostlar kazanmak, yeni ilişkiler kurmak, ya da yalnız kendi fikir hürriyetinizi bu yoldan kuvvetlendirmek gibi kişisel hedefler peşinde iseniz, bu düşünceleriniz şimdiye kadar oldukça gerçekleşmiş bulunacağına göre, artık size hiçbir bakımdan yararlı olmayacak bir Atölyeye girmeyi istemekle hem bizi yanıltmış, hem de kendinizi oyalamış olacağınızı bildirmek zorunluğunu duymaktayım. Şu halde bir dost tarafından samimiyet ve ciddiyetle sorguya çekilen şerefli bir kimseye yakışacak şekilde cevap veriniz, iyice düşünerek, tam bir içtenlikle ve bütün kalbinizle bizlere katılmak istiyor musunuz?
ADAYLAR - Evet.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Merasim Üstadı Kardeşim, Kardeşlerimizi oturtunuz.
Kardeşlerim, 1717 tarihli Ana Tüzüğün basım ve yayımından önceki âdetlerimize göre, Olgunlaşma Locasındaki iykaaf törenlerinde eski çağ milletlerinden bir çoklarının halk topluluklarında olduğu kadar, felsefe ile uğraşan aydınların da uyguladıkları tasfiye töreni yapılırdı. Bu tören ya su ile, ya da hava veya ateşle yapılır ve bizim için inancın veya düşüncenin tazelenmesi, vicdanın temizlenmesi ve benliğimizin yeni bir ülküye bağlanmak yükümlülüğü altına girmesi anlamını taşırdı. Çok defa bu tasfiye işi, iykaaf töreninden önce yapılırdı. Hrıstiyanlık, doğa üstü bir mucize esasını benimsediği için kişinin isteğine önem vermeksizin, aklı bir şeye ermeyen çocukları bile vaftiz eder. Masonlar ise tasfiye törenini eğitimin sonuna bırakarak yeni fikir ve inancın ancak yeteri kadar olgunlaşmış kişilere, kendi arzu ve iradeleriyle verilebileceğine inandığını anlatmak ister. Kardeşlerim, olgunlaşma derecesine alınmanız için ilk şart, bundan önceki dereceleri bildiğinizi ispat etmenizdir. Bu bilgilerin bazıları işaretler ve semboller, dekorlar gibi dış görünüşlerde, bazıları da bu sembollerin anlatmak istediği ahlâkî öğreti ve eğitim ile onların mistik anlamlarındadır. Bu öğretilerin başlıca ilkelerini hatırlatmamız yerinde olur.
Merasim Üstadı Kardeşim; sorularımıza doğru ve tam karşılık verebilmelerini sağlamak için şu kitabı adaya veriniz.
MERASİM ÜSTADI - (Bir ritûel kitabını, ayağa kaldırıp iki sütun arasına getirdiği bir adaya verir)
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - (İsterse soruları önceki ÜÇ DEFA MUKTEDİR'e sordurur)
Kardeşim, Mason musunuz?
ADAY - Kardeşlerim beni öyle tanırlar.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Çıraklık döneminizde ne yaptınız?
ADAY - Nura ve ışığa kavuşunca ham taşı yonttum.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Siz evrensel hayatın bir parçası; uçsuz bucaksız uzayların bir noktasında belirmiş bir tohumsunuz. Sizin varlığınız şuur altı birçok değişimlere uğradı. Duygularınız uyandı, ilk önce dağınık, sonraları belirli açık fikirleriniz oldu. Sonunda hakikati kavrayabilecek bir yeteneğe kavuştunuz. Gördüğünüz nur ve aydınlık işte budur. İnsanlık buna kavuşabilmek için sayısız yüzyıllar geçirdi. İnsanlığın bugünkü durumu henüz başlangıçta veya ona yakın bir yerde midir, yoksa sona yakın bir aşamaya varmış mıdır, bunu bilmiyoruz; kaderimizin çizgisini kestiremiyoruz, hangi âleme bağlı olduğunu da kavrayamıyoruz. Nereden geldiğimizi, ne olduğumuzu, ne olacağımızı anlayamıyoruz. Yaşama içgüdüsü ile bir insan kendi çevresini ve evrensel şartları inceliyor, düşünüyor, konuşuyor; bir başkası da onun fikrini benimsiyor. İşte ham taş üzerinde çalışmak bunu ifade eder. Masonlar bu çalışmalarda herkesten çok samimiyet ve usullere sadakatle birbirlerini yetiştirmeye ve ideallerini gerçekleştirmeye çalışırlar. Siz de bu çabaya katılmayı istiyorsanız, kendinizi tanıtacak işaretleri Merasim Üstadına veriniz.
ADAY - (Merasim Üstadına çırak işaretini verir)
MERASİM ÜSTADI - Bu kişi Çırak Masondur.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Ham taşı yonttuktan sonra ne yaptınız?
ADAY - Tam ve mükemmel bir atölyede kalfa oldum. "G" harfini gördüm. Mabedin yedi basamağına çıktım. Batı kapısından girdim. İçlerinde iş avadanlıkları ve işçiye ödenecek gündeliklerin saklandığı küreleri taşıyan tunç sütunların arasından geçtim. Bunları temelleri üzerinde dosdoğru yükseltebilmek için gönye, su terazisi ve şakul kullanmasını öğrendim ve mikâp taşı işledim.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Kalfa yalnız ham taş ve cansız madde üzerinde çalışmaz. Geometriyi, düzeni, düşünme usullerini de öğrenir. Elinde fennî araçlar vardır. Mikâp taş, tuğla ve kendi iradesine tâbi olmayan doğa üzerinde de çalışır; uygarlık ilkeleri, yani ahlâk kaideleri, toplum şartlarını gerçeğe uygun bir düzen içinde geliştirmekte olan insanın düşünce gücünü yüceltir.
Sizi tanıtacak işareti Merasim Üstadına veriniz.
ADAY - (Kalfa işaretini verir.)
MERASİM ÜSTADI - Bu Kardeş, Kalfa Masondur.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Kardeşim, Üstad Mason musunuz?
ADAY - Hiramın öldürüldüğünü gördüm. Kaybolan kelime için, kırılan avadanlıklar için, yüzüstü kalan iş için kardeşlerimle birlikte ağladım. Masonluğun temel ilkelerini ve dikkatle saklamakta olduğum sırrı öğrendim.
Bana «onu nerede saklıyorsun» dediler; «Kalbimde saklıyorum» dedim. «Oraya girmek için anahtar var mı?» diye sordular. «Evet vardır ve ben onu ancak fildişi anahtarla açılıp kapanabilen bir mercan kutu içinde saklıyorum» karşılığını verdim. O zaman gönyeden pergele geçtim ve Üstad oldum.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - İnsan zekâsını hakir görülmüş, vurulmuş, öldürülmüş bir durumda gördünüz; çünkü her nevi çabayı yöneten o idi; aslında çetin bir iş olan doğayı anlayabilme zorunluluğundan başka bir engelle karşılaşmamak idi. Oysa daha başlangıçta çeşitli zorluklarla karşılaştı ve doğrudan doğruya işçilerin kötülüğü ve hiyaneti ile çatıştı. İnsanlık kendi öz yapısında vahşi bir miras taşır. Bazılarının kendini beğenmişliği ve vahşeti, kimisinin bilgisizlik ve korkaklığı hep bu yüzdendir. Puta tapınmanın, inanç köleliğine tutulmanın, çalışmayı ve öğrenmeyi baskı altında ezen türlü cinayetlerin kaynağı da odur.
Kardeşim, Üstad işaretini Merasim Üstadına verir misiniz?
ADAY - (Üstad işaretini verir)
MERASİM ÜSTADI - Bu Kardeş, Üstad Masondur.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - (Adaya hitaben) Kardeşim bu işarete ne ad verirsiniz?
ADAY - Bu bir nefret işaretidir.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Neden?
ADAY - Hiramın cansız vücudunu gördükleri zaman Üstadların açıkladıkları nefreti gösterir.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Cinayete ve putperestliğe karşı nefreti gösteren bu işaret, Üstad Masonu tanıtan bir özelliktir. Kutsal kelimeyi söyler misiniz?
ADAY - (Kutsal kelimeyi söyler)
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Bu sözün anlamı nedir?
ADAY - Et kemikten ayrılıyor demektir.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Amacı hakikate erişmek olmayınca, kişinin düşünme gücü zaafa uğrar, tükenir. Çalışmalar akılla yönetilmedikçe toplumun birliği çürümeye yüz tutmuş bir ceset gibi dağılır.
Bir Üstadın nitelikleri nelerdir?
ADAY - Akıl ve hikmet, kuvvet ve güzellik.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Başlıca aracı nedir?
ADAY - Pergel.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Gönye ham taşı yontmak için yeterli ise de, insanlığın varmak istediği hedefe ulaşılması bakımından yeterli olamaz. Zamanın ve uzayın sonsuzluğunu, yıldızların birbirinden uzaklığını, evrenin yapısını, bütün varlıkların uyduğu şartları, göklerin uçsuz bucaksızlığındaki hakikati arayarak, geometriyi tanrısal diyebileceğimiz bu yüksek bilimi öğrenecek; matematik orantıların bütün kaidelerini anlayacak ve pergelin nasıl kullanıldığını belleyeceksiniz.
Bu Üstadın adı nedir?
ADAY - MOABON. Bu isim kargaşalık zamanında yahudilerin Tanrı buyruklarını içinde sakladıkları Ahit Sandığını koydukları yerin adıdır.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Başka yerlerden sürülüp atılan hakikat, Masonun kalbine sığınır. Üstadlar ne üzerinde çalışırlar?
ADAY - Resim tahtası üzerinde.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Ücretlerini nereden alırlar?
ADAY - Orta hücreden.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Üstadlar nerede seyahat ederler?
ADAY - Yer yüzünün her yerinde.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Niçin?
ADAY - Bilmediklerini öğrenmek, bildiklerini öğretmek için.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Bir kardeşinizi kaybettiğiniz zaman onu nerede bulabilirsiniz?
ADAY - Pergel ile gönye arasında; bu da iyi bir Masonun hiçbir gerekçe ile akıl ve hikmet ve adaletten ayrılmayacağı anlamına gelir.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Herhangi bir tehlike içinde kalırsanız ne yaparsınız?
ADAY - (Yardım işaretini verdikten sonra)
«Dul kadının çocukları bana yardım edin» derim.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Niçin dul kadının çocukları diyorsunuz?
ADAY - Muhterem Üstadımız ölünce Masonlar onun anasına saygı ve ilgi gösterdiler. Hiram kendilerini kardeş saydığı için onlar da Hiramın anasını kendi anaları bildiler.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Hiramın anası bizim de anamızdır. Her Mason, üstadlık derecesiyle yetinebilir; başkalarını zorlamaksızın, tenkid etmeksizin kendi öz eğilimine uyarak üst derecelere yükselmeyi istemeyen bir Mason da Masonluk ilkesine erişmiştir ve bütün kardeşleriyle eşittir. Skoç Masonluğunun önemli bir özelliği de; herhangi bir dereceye yükselmiş olan bir kardeşimizin daha yukarı derecelere ulaşmak arzusunun, o derecelerdeki renkli kordonların çekiciliğine kapılarak, ya da vakti gelmeden daha ilerisini görmek, öğrenmek merakına yenilerek değil de ancak eskileri dinlemek, gelenekleri incelemek ve daha az sayıda bir dostlar çevresinin samimiyetini paylaşmak amacına bağlı olmak şeklinde kendini göstermesidir.
Dördüncü dereceden ondördüncü dereceye kadar olan derecelere Vasıflandırılamaz dereceler denir. Bunları, daha sonra öğreneceğiniz ikinci Mâbed dereceleri, felsefî dereceler, Şövalyelik dereceleri izleyecektir.
Vasıflandırılamaz dereceler eski Masonlarda da vardı. Bugün uyguladığımız yüksek dereceler, bütün sistemlerdeki sembolik derecelerin birbirine benzediği gibi, eski biçiminde kalmıştır.
Bu derecelerden bazısı tevcih yolu ile, bazısı da iykaaf töreni ile Kardeşlere verilir.
Kardeşim, Ketum Üstad mısınız?
ADAY - Defne ve zeytin dalları altında iykaaf edildim. Dudaklarım ketumiyet mühürü ile mühürlendi. Görevin ne olduğunu biliyorum.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Üstadların sayısı artınca aralarında bir ayıklama ve seçme yapmanın gerekli olduğu anlaşıldı.
Çalışmaları yönetenler arasına bir yenisi alınmadan önce onun değer ve karakteri üzerinde güven sağlamamız gerekti. Bugün bile siyasî ve fikrî sorunlarda ancak kabiliyet ve samimiyetine güvendiğimiz dostlarımızla dertleşmiyor muyuz ? Hatta toplantılarımızda kalp kırıcı tartışmalardan ve kimseye dokunmasa bile bazı lüzumsuz açıklamalardan kaçınmıyor muyuz? Bu sakınma acaba güven ve cesaretimizin azlığından mı geliyor? Bazı olaylarda evet, bazılarında ise hayır. İnsan ne ise odur; onu doğa üstünde bir yaratık sanmamalıyız. Hayale kapılan ve boş fikirlerle uğraşanların yanıldıkları nokta, kendi görüşlerini hiçe indiren hakikati unutmuş olmalarındandır.
Kardeşim, Dördüncü derecenin geçiş kelimesi ve işaretini Merasim Üstadına veriniz.
ADAY - (Kelime ve işareti verir)
MERASİM ÜSTADI - Bu Kardeş, Ketum Üstatdır.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Bundan sonraki derecelerin kelime ve işaretlerini de size soracak değilim. Masonluk âdetlerine göre hafızayı yormanın gereği yoktur.
Kardeşim, Tam ve Kâmil bir Üstad mısınız?
ADAY - Hirâmın mezarı önünde bu dereceye yükseltildim. Çapraz iki sütun üzerindeki mikâbı saran üç çemberi gördüm. Muhterem Üstadımızın cenaze törenine katıldım.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Beşinci derecede sembolik menkıbe yeniden başlar. Siyasî baskı altında ezilen yığınların körleşmiş putperestliği ile engellenen hedeflerine ulaşmaktan alıkonulan Masonlar, aklın önderliğini savunacaklarına yemin ettiler.
Zorbalığa ve yobazlığa elbette üstün geleceklerdir. Güçlerini ebedî kanunlarda, duyular âlemini çevreleyen, her şeyin üstünde olan engin bir alanda, mikâb taşta arayacaklardır. Mücadele fikrinin nasıl başladığını görüyorsunuz; zulüm altında ezilenlerin iniltileri böylece sürüp gidemez. Zekâyı öldürenlere karşı insan oğlunun nasıl cesur bir mücadeleye giriştiğini bundan sonra gelen derecelerde göreceksiniz.
Kardeşim, Sır Kâtip misiniz?
ADAY - Sûr Kralı Hiram'ı Melik Süleyman'ın odasına girerken gördüm. Kendisine söz verdiği üç verimli bölge yerine çorak topraklar vermiş olmasından ötürü Süleyman'a kızgındı; bu sebeple Süleyman'ın tehlikede olduğunu sandığım için onu korumak istedim.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Altıncı derece, Tevrat'ın bu menkıbesi üzerine kuruludur. Tüzüğü de sadakat ve samimiyet üstüne düzenlenmiştir. Bu derece, Masonluk öğretilerini tümüyle açıklamazdan önce, bir eleme daha yapmak için zorunlu bir geçittir.
İdareci ve Hâkim misiniz?
ADAY - İşçileri adalete göre yönetirim.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Bina Emini misiniz?
ADAY - Ben Üstad Hiramın kalfalarından biri idim; dört arkadaşımla birlikte bu işe yeteri kadar kabiliyetli olduğumuza inanmıştık.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Yedinci ve sekizinci dereceler Masonluğun ilk dönemlerine özgü izler taşır. Açıkça anlaşılır ki Kâtip, Hâkim ve idareci dereceleri inşaatçı kurumlarının yönetimine, dış yazışmaların yürütülmesine, bu konudaki anlaşmazlıkların çözümlenmesine ve çalışma usulü ile ilgili tüzüklere uygun düşen üç sınıfın eğitiminin yerine geçer. Toplum düzeninde bu üç sınıf üzerindeki incelemeler dış ilişkilerde, yasalarda, yapı ve sanatla ilgili bilimlerde ve halk arasındaki anlaşmazlıkları çözümleme yeteneğini elde etmede gereklidir.
Kardeşim, siz de böylece yetiştikten sonra Seçilmiş Dokuzlardan biri oldunuz mu?
ADAY - Bir mağaraya girdim, bir ışık beni aydınlattı, bir kaynaktan susuzluğumu giderdim.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Bu derecede ne öğrendiniz?
ADAY - Özellikle kendimdeki ve başkalarındaki cehaleti gidermeyi; kendi güçsüzlüğüme ve başkalarının haksızlıklarına karşı cesur davranmayı öğrendim.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Mücadele başlıyor; Mason kendisinden ne beklendiğini öğreniyor. Onun eline bir hançer veriliyor; Hirâm'ı öldürenin saklandığı yer kendisine gösteriliyor, o da katili öldürmek için oraya koşuyor. Masonluğu kral katilliği ile suçlamak isteyenlerin kasdettikleri derece işte budur. Bu aklın alamıyacağı bir iftiradır. Çünkü Masonluk ilkelerinin zor kullanmaya karşı olduğu bilinir ve masonluğun kendi ilkeleriyle çelişkiye düştüğü hiçbir zaman görülmemiştir. Korkunç ayaklanmalardan hiçbiri atölyelerimizden başlamış değildir. Böyle bir iddia Masonluğun ruhunu bilmemekten doğmuş ve kasıtlı olarak ileri sürülmüştür. Kaldı ki, dokuzuncu derecede biliyoruz ki, katili öldüren kişiler, Kardeşlerince suçlu tutulmuşlardır. Bu açıkça gösterir ki misilleme, öç alma gibi davranışlar, yersiz zulümlerdir. Bir hançerle silâhlandırılmanızın sebebi ne idi?
ADAY - Hançer bir semboldür, cehalete karşı mücadeleyi remzeder. Biliriz ki cehalet ölümle değil, ancak okuma, yani kitap ve bilimle, doğayı incelemekle yok edilebilir.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Ama zekâyı arada bir baskısı altına alan kuvvet, ancak hançerin yok edebileceği bir yaratık olamaz mı?
ADAY - Hançer bir zâlime vurabilir; ancak, bir zalimi vurmakla, onun yerine bir başkasının şahsında canlanacak olan zulmü de ezmiş olmak, çok nâdir olarak gerçekleşebilen bir başarıdır.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Zulüm ancak ona maruz kalan kütlelerin cehaleti yüzünden yerleşebilir. Bunun içindir ki halkı aydınlatmaya çalışmalıyız.
Kardeşim, görüyorum ki Seçilmiş Dokuzlardansınız ve bu dereceyi iyi anlamışsınız. Siz ayrıca 15'ler ve 12'ler Seçilmişi, yani on ve onbirinci derecelere de iykaaf edildiniz mi?
ADAY - Hiram'ı öldürenlerden birinin ölümünden sonra diğer ikisini izlemeye gönderildim. Onları taş yontarken bulduk, Süleyman'a götürdük. Süleyman suçlarının cezasını verdi. Bizler için de, ödül olarak önce Seçilmiş Onbeşler derecesini, sonra da Onikiler Şapitrini kurdu, ki bu ikincisi eski, bilgili, Tam ve kâmil üstadlardan seçilmişti.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Bu üç Seçilmişler derecesi en eski Ritlerde, York Ritinde ve İngiltere Büyük Locasının çağdaş Ritinde de vardır. Fransız Ritinde bu dereceler ötekilerle karışmış bir biçimde dördüncü derece ile birleşmiştir.
Diğer Ritlerde ise, birçok tâli kollara ayrılmıştır. Ama hepsinde de, Hiram'ın katillerini aramak, bulmak ve cezalandırmak fikri saklı tutulmuştur.
Büyük Mimar Üstad menkıbesi nedir Kardeşim?
ADAY - Hiramın katillerinin ölümünden sonra, Mabed işlerine yeniden başlandı. Süleyman, bu işin yönetimini, Abada'nın oğlu Adonhiram'a verdi ve ona Büyük Mimar Üstad adını verdi. Daha sonraları bu ünvan öteki mimarlara da verildi.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Seçilmiş üyeler, en sonunda insanların kötü niyetlerinden doğan engelleri görüp anladılar, kurtulma çabası etkisini gösterdi; hür düşünce, Mabedin yeniden inşasına imkân verdi. Bunun ilk aracı bilimdir.
Bu büyük ders karşısında biraz duralım:
Çırak, nur ve ışığa kavuşunca işine cesaretle ve hızla başladı. Kalfa bol gündelik alıyordu. Zekâ Mabedi yükselirken, cinayet herşeyi yarıda bıraktırdı.
O zaman insanlık yasa büründü ve ağlamaya başladı. Yoksa bu iş tıpkı saldırıya hazır bir ordunun davranışı ile birdenbire, etkin bir güçle yeniden başlayabilecek mi idi? Bu bir hayaldi. Sabırsızlananlar, öfkelenenler, hayale kapılanlar bu yolu denediler; ama başarı kazanamadılar. Masonluk bu uğurda başka türlü davranmıştır. Cinayetlerden sonra önce Ketum Üstadlığı kurarak ketumiyete ve göreve önem verdi. Burada dürüst kişileri bir araya toplayarak onları toplum ilişkileri üzerinde eğitti, sonra adalet kanunlarını, daha sonra da yönetim ve yargı usullerini getirdi. İşte bu iş için seçilen, en güçlü, en cesur kişiler oldukları için düşmanı ancak bu sayede yenebilirlerdi.
İlk cani öfke ile ve hançerle vurularak, ötekiler iyice örgütlendirilmiş adalet kurumları eliyle yok edildiler.
Böyle bir ortamda artık denebilirdi ki, zekâ için artık başarıdan başka bir şey söz konusu olamazdı.
Böyle sanmak da belki hayale kapılmak gibi bir şeydir. Eğer hemen gerçek, güvenli, hayalî ve yanlış hesaplardan uzak bir çalışma ile işe başlanmazsa elde edilen başarı temelsiz ve semeresiz kalır.
Öğrenilmesi gereken bilimler matematik, hukukî, içtimaî, ekonomik, kamu ve kişi hakları gibi yine matematik kurallarla öğrenilebilen ve uygulanabilen bilimlere dayanır. Bu nevi eğitim ve öğrenim metodunun önemini anlıyor ve onu bütün insanlara güven verebilen yasal ve âdil bir kurum olarak görüyor musunuz?
ADAY - Evet.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Kardeşlerim, Masonluk ilkelerinin ışığı altında insanlık tarihini yazacak olan kişi, büyük bir tarihçi ve büyük bir filozof olacaktır. İyi hazırlanmış kurucuların tasarladığı bu doktrin, her aşamada daha başarılı olma çabasıyla olgunlaştırılmıştır. Büyük Mimar Üstad derecesinin talimatı hiçbir zaman bugünkü kadar derin düşünmeye ve iyice anlaşılması için üzerinde durulmaya değer bir nitelikte olmamıştır.
Hiramı öldürenler henüz ortadan kaldırılmış olmasalar bile, yine de etki ve önemleri bir hayli azalmıştır; biz de onları cezalandırabilecek üstün bir adalet düzenini sağlayacak Seçilmiş Onikiler çağına yetişmiş bulunuyoruz. Bununla birlikte bu düzen henüz başarıya erişememiştir. Çünkü bazı idareci örgütler matematiği yeterince bilmemekte, bu sebeple Seçilmişlikten Mimarlığa geçememektedirler. Bu sistemlerin başsızlığa, düzensizliğe, zaafa uğradıkları göze çarpmıyor mu? Boş yere gevezelik eden çıkarcı politikacıların, doğruluk perdesi altında, çevirdikleri dalaveralara aldanan kitlelerce nasıl alkışlandıkları görülmüyor mu? Çürümeye ve çöküntüye sürükleyebilecek olan bu uygunsuz hareketlerden insanlığı korumak gereğini duymuyor musunuz?
(Kısa bir sükût)
Kardeşim EKSR'nin On Üçler derecesi nedir?
ADAY - Royal Arche dediğimiz derecedir ki, sırasıyls Dokuzuncu Royal Arche, Enok Royal Arche'ı ve Süleyman Royal Arche'ı adlarını almıştır.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Royal Arche Masonu musunuz?
ADAY - Ne isem ve ne olacaksam oyum.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Sizi bu dereceye nerede iykaaf ettiler?
ADAY - Yer altında, kaya içinde oyulmuş bir kubbenin altında araştırma yaparken eski mabedin kalıntılarını buldum ve Mikâp bir taş üzerinde Evrenin Ulu Mimarının adını gördüm.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Tam ve Âli bir Mason oluncaya kadar bu adı kullanma yetkisini size vermiyorum.
İnsanın ruh ve zekâsı hürriyete kavuşunca ilk aradığı şey ne oldu? Tanrı. Onun adı nerede bulunuyordu? Mikâp taşın üstünde.
Skoç Masonluğunun yoktan var edici kaza ve kaderi yöneltici güçte, egemen, kâmil insanların üstünde yüce bir varlık niteliğinde ilkel bir Tanrı inancında olduğu sanıldı. Bu zan, sembolik Masonluk öğretisine tamamıyla ters düşmektedir. Bazı ülkelerdeki ritüellerde kutsal kitap ve dualardan bir hayli bahsedilmiş olabilir; sembollerin ve büyük geleneklerin anlamları kaybolmuş gibi görünebilir; bu görünüş doktrinlerin temel ilkelerinden üstün sayılamaz ve Skoç Localarının bunları uygulamakta şekle bağlı kalmalarına yol açamaz. Tanrı fikri, anlamaya çalışıldığından beri insan zihni üzerinde ağır bastığı kadar, iykaaf törenlerimizde de ağır basmaktadır.
İnsan, Tanrıyı ham taşta, yalın, ilkel duyuş ve sezişlerinde de aramış ve putlaştırma yoluna düşmüştür, insan, mikâp taş üzerinde, bilim ve fennin yardımıyla Tanrıyı bulabilmek için hür fikirli olmalı, metafiziği bilgi ile uzlaştırabilmelidir.
Royal Arche ritüeli, mikâp taş üzerinde bulunan adı heceletir, harfleri okutur, hatalardan, atılganlıklardan, boş fikirlerden onu ayıklar ve inancı harflerin anlamına bağlamamak için de okunan kelimenin telâffuzunu yasaklar.
Royal Arche derecesi hemen hemen bütün ritüellerde Üstad derecesinden sonra gelen derecelerde vardır ve her yerde Tanrı fikrinin geliştirilmesine yönelmiştir.
Kardeşlerim, Yüksek Şura on dördüncü dereceye yükseltilmeniz sebebi ile verdiğimiz bu bilgileri yeterli bulduğu için ondan önce gelen derecelerin fikrî değerleri hakkında sizleri ayrıca bir tez hazırlamak zorunluluğundan kurtarmıştır. Buna karşılık sizden, vakit buldukça Mason öğretilerini okuyup inceleyeceğiniz konusunda söz vermenizi isteyeceğim; ama bu incelemeler yalnız Ritüellerde yazılı olanlarla sınırlı kalmamalı, bunların bilgi derecenizi yükselten mistik anlamları üzerinde olmalıdır. Söz veriyor musunuz?
ADAY - Evet.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Öyle ise Kardeşlerimin oy'una başvuracağım.
Merasim Üstadı Kardeşim, adayı yerine oturtunuz.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Kardeşlerim adayların verdikleri bu sözün samimiyetinden şüphe eden varsa söylesin. Hatip Kardeşim düşünceniz nedir?
HATİP - Kardeşlerimin susmasını, adayların iykaafına muvafakat edildiği anlamına geldiğini kabul ediyorum.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Birinci Nâzır Kardeşim, bir kimsenin aramıza alınabilmesi için ilk şart nedir?
BİRİNCİ NAZIR - Hür ve iyi ahlâklı olmasıdır.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Birinci Nâzır Kardeşim, bu şarta herhangi bir istisna kabul ettiğimiz oldu mu?
BİRİNCİ NAZIR - Asla!
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Birinci Nâzır Kardeşim, hür insanı nasıl tanırız?
BİRİNCİ NAZIR - Herşeyden önce hürriyet şartlarına uygun bir durumda olmalı; esir, köle, uşak olmamak ve aşağılık işlerde çalışmamalıdır.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Ücretli uşaklık ayıp mıdır? Bütün şerefli işlerde emek verenler ücret karşılığı çalışmazlar mı?
BİRİNCİ NAZIR - Bütün meslekler saygıya değerdir, ancak bizim mesleğimizde olanlar para karşılığında başkalarının fikir ve isteklerine köle gibi hizmet edenleri kendi arasına almaz. Bizler bu nevi köleliği kaldırmak iddiasındayız; o zamana kadar onlardan ve böyle bir sözleşmeye boyun eğenlerden kaçınırız; çünkü böyleleri bilinç dışı eğilimlerine kapılarak çalışmalarımızı aksatabilirler veya efendilerine sırrımızı açabilirler.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - İkinci Nâazır Kardeşim hür insan kimdir?
İKİNCİ NAZIR - Vicdanını satan adam hür değildir.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Böyle bir alışverişte bulunanlar var mıdır?
İKİNCİ NAZIR - Evet. Başkalarından aldıkları para ile kendilerinin olmayan fikirleri savunanlar; çıkar ya da üstünlük sağlamak için zâlimlere yardakçılık edenler; halk topluluklarının güvenini kazanabilmek amacıyla yapamayacakları işleri vaad edenler, ahlâk bozucu kitapları yazanlar ve yayanlar; zayıfların, cahillerin acılarından, sıkıntılarından faydalanarak onları sömüren, istismar eden kişiler, vicdanlarını satanlardır.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Hatip Kardeşim hür insan kimdir?
HATİP - Bâtıl inançlara esir olan kişi hür değildir.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Bâtıl inanç neden hürriyete engeldir?
HATİP - Bâtıl inanç hür fikir ve muhakemeye engel olur; vicdanı baskı altında tutar; kötüyü iyi, iyiyi kötü gösterir. Bâtıl inanç bütün putperestliklerin, bütün zulümlerin sebebi ve temelidir. Sözün kısası hür insan; başkalarının baskısından ya da kendi yetersizliğinden doğan kölelikten kurtulma yetenekleri olan insandır.
Hakikati arayan ve onu uygulayan kişi şereflidir; ancak bu tutumda olanlardır ki böyle bir ahlâka ve görevin gereklerine sıkıca bağlı kalabilirler.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Hatip Kardeşim, adaylar hür ve iyi ahlâklı kişiler midir?
HATİP - Kardeşlerinin onlara karşı gösterdiği saygı bunu kanıtlıyor. Masonlar bazen bilimsel çalışmalar sırasında müsamahalı davranabilirler, ama aralarına şerefsiz kişilerin karışmasına hiçbir zaman göz yumamazlar.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Hatip Kardeşim, bu Kardeşler artık Tam ve Âlî Mason mudurlar?
HATİP - Bunun için gereken nitelikler ve başarı gücü kendilerinde yeterince vardır; ama henüz Tam ve Âlî Mason değildirler, onlar kutsal kubbe altına girmişler, mikâp taş üzerindeki harfleri bulmuşlar, ancak kelimeyi okuyamamışlardır.
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Kelimeyi okuyamamışlarsa, geriye kalan neye yarar?
Merasim Üstadı Kardeşim, bu Masonların üzerindeki alâmetleri çıkarın ve kendilerine çırak önlüğü veriniz.
(Adaylara çırak önlüğü takıldıktan sonra)
ÜÇ DEFA MUKTEDİR - Kardeşlerim, işe yeniden başlayacaksınız. Doğayı incelediniz, gerekli fen kurallarını buldunuz; bu kadarı ile ancak yolunuzdaki gözle görülebilen engellerden kurtulmuş oldunuz; ama hakikate sadece tepki ve inkâr yolundan varılamaz. Yükselecek olan mabed, bilgi ile hakikat arasında sağlam bir dengenin kurulmuş olmasını gerektirir.
Varlığın başlangıcı ve sonu hakkında açık bir fikir edinmedikçe ne bilimden, ne ahlâktan ne de kaderimizi yöneten yasalardan bir sonuç elde edebiliriz. Bir sonuca varamayınca da bütün çalışmalarımız boşa gider, bütün bilgiler çocukça bir özenti olmaktan ileri geçemez.
- MÜZİK II -
Locaların Yönetimi
Madde 72 - Loca Görevlileri(1) Locanın, kendi üyeleri arasından belirlenen 16 görevlisi vardır:1. Üstad-ı Muh...
Üyelik İşlemleri
Madde 93 - Locaya Giriş Yolları(1) Bir Locaya tekris veya tebenni ile girilir.(2) Bir Kardeş, Büyük Locanın m...
Son Hükümler
Madde 123 - Yorum(1) İşbu tüzüğü yorumlama yetkisi Büyük Locaya aittir. İhtiyaç olan durumlarda, Büyük Görevl...

İLLUMİNATİ SEMBOLLERİNİN BULUNDUĞU RESİMLER
Bunların bilinen sembolü baykuş. İnci sözlükte bolca kullanılır.Şeytana ve diğer küçük şeytanlara taparlar. M...
Atölyenin Adı: Olgunlaşma Locası.Başkanın Unvanı: Pek Muktedir veya Melik Süleyman.Birinci Nazırın Unvanı: Ad...
4.Derece Ritüeli: "Çalışmanın Açılışı"
Pek Muktedir - Sayın Adonhiram Kardeşim, toplantımıza katılan Kardeşlerin hepsi Ketum Üstad mıdırlar?Adonhira...
4.Derece Ritüeli: "İykaaf"
Pek Muktedir - Gündemimizde 4. dereceye alınmaları uygun bulunan Kardeşlerin iykaafı vardır. Kâtip Kardeşim b...
Üstadı Muhterem ve Sevgili Kardeşlerim. Bugün burada sunacağım konferansın konusu çok geniş ve kapsamlı olduğ...
Landmarklar
Bugünkü sohbetimiz "Landmarklar" üzerine olacaktır. Bu bir derleme çalışma olup yorum yoktur. Konuya girmeden...
Türkiye'de Masonluk Tarihi (1909 - 1970)
Türkiye'de masonluğun tarihini genel olarak üç ana bölüme ayırarak incelemek bugüne kadar alışılagelmiş bir y...

İLLUMİNATİ SEMBOLLERİNİN BULUNDUĞU RESİMLER
Bunların bilinen sembolü baykuş. İnci sözlükte bolca kullanılır.Şeytana ve diğer küçük şeytanlara taparlar. M...

14.Derece Ritüeli: "Talimat"
Atölyenin Adı: Büyük Seçilmişler, Tam ve Âlî Masonlar Atölyesi veya Gizli Kubbe.Başkanın Ünvanı: Üç defa Mukt...

15.Derece Ritüeli: "Talimat"
Atölyenin Adı : Doğu ve Kılıç Şövalyeleri ŞapitriBaşkanın Ünvanı : Büyük ÜstatGörevlilerin Ünvanı : Her görev...

Eski ve Kabul Edilmiş Skoç Riti'nin Tarihçesi
Operatif Masonluktan, Spekülatif Masonluğa geçişin ilk defa İngiltere'de gerçekleştiği bilinmektedir. Bunun s...

Fethullah Gülen Ermeni Soyundan mı
O formdan annesinin adının “Rabin” olduğunu öğreniyoruz! Halbuki, annesinin ismi “Refia” olarak bilin...