Selim Çoraklı "Fuat Avni Özel İstihbarat Örgütü" adlı yazısında şu yazıyı yazmıştır;
Özellikle 17-25 Aralık darbe girişimlerinin arkasından Twitter’da adeta fenomen haline gelen Fuatavni kim? Belki de son zamanlarda herkesin en merak ettiği cevap bu!
Fuatavni’nin yazdıkları artık başta devlet görevlileri ve hükümet olmak üzere çok fazla sayıda insan tarafından dikkate alınıyor.
Fuatavni kim? Aslında bu sorunun cevabını bulmak için istihbaratçılıkla ilgili kısa bir tarifin bilinmesinin yeterlidir diye düşünüyorum. Çünkü Fuatavni’nin paylaştığı bilgilere baktığımızda klasik bir istihbaratçı kimliğiyle karşılaşıyoruz.
İstihbarat, "Gözlem, soruşturma, analiz ve anlama yoluyla elde edilen bilgi ve kanaatler" bütünüdür. Bundan dolayı iyi bir istihbarat için öncelikle “Mevcut bilgilerin toplanması, özel işleme tabi tutulması, entegrasyonu, analizi, değerlendirilmesi, yorumlanması ve kullanılması” gerekir. Böyle bir sistemin işleyebilmesi için de gelen bilgileri üreten bir istihbarat teşkilatının bulunmasıdır.
Bu kısa tarifler ışığında Fuatavni isimli kullanıcıya baktığımızda karşımıza klasik bir istihbarat teşkilatının çıktığını görüyoruz. Çünkü Fuatavni’nin özellikle son dönemlerde paylaştığı bilgilere baktığımızda bunların yatay ve dikey yapılanmaya sahip bir istihbarat teşkilatının ürünü olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Fuatavni ile ilgili görüşlerini açıklayan bazı gazeteci ve istihbarat uzmanlarının açıklamaları da Fuatavni’nin bir şahıs değil bir istihbarat teşkilatı olduğu tezimizi doğrulamaktadır.
Mesela yıllarca Gülen örgütü içinde yer alan Hüseyin Gülerce Fuatavni’nin “Bir şahıs olmayıp Pensilvanya merkezli istihbarat havuzu olduğu kanaatinin” yaygın olduğunu dile getirmiştir.
Aynı kanaati istihbaratla ilgili ciddi çalışmaları olan Prof. Ümit Özdağ da dile getirmektedir: “Fuat Avni, Gülen Cemaati’nin istihbarat örgütünün adıdır. Bu grubun/örgütün iki kanadı olduğu anlaşılmaktadır. Birinci kanadı AKP içinde derine gömülmüş ve AKP-Cemaat ilişkilerinin en iyi olduğu günlerde de bu günleri düşünerek Gülen Cemaati’ne yakınlığı dışa vurmamış AKP’nin beynine yakın politikacılar ve/veya bürokratlar oluşturmaktadır. Diğer kanadı ise güvenlik bürokrasisi içinde Gülen Cemaati’nin en güçlü olduğu dönemlerde dahi kimliklerini dışa vurmayan polis/istihbaratçı/askerler teşkil etmektedir.”
Gazeteci Abdulkadir Selvi ise bu bilgiler doğrultusunda meseleyi biraz daha somutlaştırarak Fuatavni’nin kim olabileceğini şöyle beyan etmektedir: “Fuat Avni bir konsorsiyum. Cemaat’in bürokrasideki yapılarının elbirliğiyle oluşturdukları bir konsorsiyum. Bu Fuat Avni olayı, Cemaat’in dinlemelere devam ettiğinin de bir göstergesi. Fuat Avni, bazı toplantılarla ilgili bilgileri cümle cümle yazıyor. Bunlar ancak dinlemeyle elde edilebilecek bilgiler. Ben ayrıca Cumhurbaşkanlığı’nın ve Başbakanlığın ikinci, üçüncü halkalarında Cemaat’in adamlarının olduğunu düşünüyorum. Bazı bilgileri onlar servis ediyorlar. Bunlar 12 yıllık iktidarı döneminde AK Parti’nin kılcal damarlarına kadar yerleştiler.”
İstihbarat uzmanı Cahit Dilek’in, “Fuat Avni, Gülen cemaatinin istihbarat örgütünün adıdır. Fuat Avni olayı Cemaat’in devletin kılcal damarlarına kadar girdiğinin kanıtıdır.” sözleri ise meselenin nasıl kritik bir noktada seyrettiğinin önemli göstergesidir.
Bir dönem Gülen hareketinin ikinci adamı olarak bilinen Latif Erdoğan’ın açıklamaları ise şimdiye kadar söylenen kanaatlerin bir özeti mahiyetindedir ve istihbaratın toplandığı merkeze dikkat çekmesi bakımında önemlidir:
“Emniyet, MİT, Askeri İstihbarat birimlerinde yerleşik paralelcilerin koordineli çalışmasıyla elde edilen bilgilerin en üst seviyede denetimi ancak Gülen’e ait bir yetkidir. Bu yetkiyi onun başkasıyla paylaşması asla söz konusu olamaz. Bu açıdan bakıldığında çok net söylenebilir ki, Fuat Avni isminin gerçek sahibi Gülen’in kendisidir. Bilgilerin güncellenmesi ise onun bildirdiği ölçüde olmak kaydıyla, yanındaki bir ekip tarafından yapılmaktadır. Son gelişmeler de gösteriyor ki, devlet bilgi akışının koordinatlarını tespit etmiş bulunuyor. Bu arada yanıltıcı bilgiler sızdırarak da Fuat Avni’ye hem yanlış yaptırıyor hem de kendini deşifre ettiriyor.”
Yukarıdan beri şimdiye kadar Fuatavni hakkında serdedilen bilgiler ışığında kim olduğunu ve sistemin nasıl işlediğini şöyle özetleyebilirim:
“Fuat Avni, Gülen tarafından kırk yıldır oluşturulan bir istihbarat örgütünün medyaya açılan penceresinin ismidir. Bu istihbarat örgütü yatay ve dikey olarak yapılanmıştır. Şöyle ki, bir yandan dikey bir yapılanmanın sağlandığı TSK, MİT, Emniyet, Yargı, YÖK ve diğer devlet birimleri içine çöreklenmiş istihbarat elemanları ile elde edilen bilgiler her kurumun içinde kurulan hiyerarşi ile birim imamları vasıtasıyla ilgili merkeze aktarılırken; diğer yandan bütün yurt sathına yayılmış sivil istihbarat (Siyasi partiler, Sivil Toplum Kuruluşları, Gazeteciler, öğrenciler, öğretim üyeleri, esnaflar, memurlar, işçiler vs.vs) ağıyla elde edilen bilgiler aynı merkeze ulaştırılmaktadır. (Bir dönemler Emniyet İstihbaratının El Kaide hakkındaki raporu bu kanalla oluşturulduğu medyaya yansımıştı.)
Yatay ve dikey kanallarla bir merkeze akan istihbari bilgilere bir de bütün dünyadaki yapılardan aynı merkeze akan istihbari bilgileri eklerseniz nasıl bir istihbarat teşkilatı ile karşı karşıya kaldığımız daha iyi anlaşılmaktadır. Bir merkezde toplanan istihbaratlar buradaki uzman istihbaratçılar tarafından özel işleme tabi tutulmakta, analiz ve değerlendirilmesi yapıldıktan sonra son olarak Gülen tarafından değerlendirilerek, Fuat Avni ve diğer bazı basın yayın organları vasıtasıyla kullanılmaktadır.
Bilindiği üzere Gülen örgütü dünyada ülkeler bazında ve Türkiye’de bölgesel bir yapılanmaya gitmiş ve her ülke ve bölgenin başına bir imam konmuştur. Ülkemizdeki 8 bölge dışında özellikle TSK, MİT, Emniyet, Yargı, YÖK gibi kurumlarda ise özel yapılanma ile bölge imamlarına bağlı olmaksızın direk Türkiye imamı kanalıyla Gülen’le irtibatta olan yapılanma yoluna gittiği bilinmektedir.”
Özetlemek gerekirse Fuat Avni hesabı, Gülen örgütünün dünyaya yayılmış istihbarat ağına akan bilgilerin bu merkezde özel işleme tabi tutularak işlenmesinin ardından yayınlanacak kıvama geldiğinde sosyal medyayla paylaşmak için kullanılan bir sahte hesap adından başka bir şey değildir. Bu hesabın şahıslarla irtibatlı gösterilmeye çalışılması Pensilvanya merkezli istihbarat örgütünün perdelenmesi içindir.
http://selimcorakli.wordpress.com/2014/12/20/fuatavni-ozel-istihbarat-orgutu/
Fuat Avni konusuyla alakalı Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Açıklaması;
Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda da komplolardan söz edildi. Süreç bunlara da sirayet eder mi?
- Buna ben karar veremem. Bizi rahatsız eden husus hükümetle ilgisi olmayan operasyonun hükümetin eliyle yapılmış gibi gösterilmesi. Kılıçdaroğlu saptırarak böyle diyor. Rövanşmış. Neyin rövanşı? Kılıçdaroğlu’nun hiçbir şeyinde somut bir tutum görmezsiniz. Konudan bihaber veya sorumluluk sahibi olmayan bir kişi gibi konuşur. Soruşturma olsun ama rövanşizm olmasın, ne tür bir rövanşizmden bahsediyorsun, adam 17 ay hapis yatmış. Aynı şey kendisine yapılsa eşi dostu akrabası mağdur olsa rövanşizm mi diyecek?
Ekrem Dumanlı ifadesinde iki makale ve bir haberden sorgulandım dedi...
- Bildiğimiz kadarıyla onlar bu gruba yönelik operasyonla ilgili mizansenin parçası. Bir yerden bunları şöyle tanıtın deniyor, orada bir ayarlama, mizansen var. Bu mizansende fikir hürriyetinin ötesine giden bir durum var. Orada öyle bir şey yoksa o da ortaya çıkar.
Kara propaganda kuşatması var dediniz. Sosyal medyayı içine katar mısınız? Fuat Avni hesabının arkasında kimlerin olduğuna dair sonuç alındı mı?
- Kastettiğim basın özgürlüğü ile kara propaganda arasındaki farkı ortaya koymaktır. Yurtdışında da neredeyse düğmeye basılmış gibi harekete geçiliyorsa ve tek hedefe odaklanıp işin aslı bile araştırılmadan yayın yapılıyorsa, bu bazen Hacıbayram Camii’nden çıkarken iki resim koyup IŞİD bağlantısı kurmak olabilir, bazen de işin aslı bilinmeden medya baskını gibi yansıtılabilir. Avrupa’da bu dinleme ve gizli servis meselelerinden kaç tane gazeteci gözaltında. Ki bunlar daha gazetecilik türü faaliyetler. Bahsettiğiniz site de bu çabayı yansıtıyor. Hukuk sistemini ve siyasi akışı dizayn etme çabasıdır. Dünyanın her yerinde sosyal medyanın nasıl düzenlenmesi ve hukuki çerçeveye oturtulması konusunda tartışmalar sürüyor. Fakat bazı olayları yönlendirilmesi için kullanıldığı da kesin. İşte bunun çarpıcı ve tedirgin edici bir örneği de bahsettiğiniz hesap.
Fuat Avni ile ilgili kesin bir bilgi var mı?
- Bu konularda bazı şeyler var. Ama nihayet onun ötesinde önemli olan o kimlik arkasında kimlerin nasıl bir tezgâh içinde oldukları.
Bu organize bir grup mu?
- Muhtemelen bir isim altında elde edilen bazı bilgiler, yapılmak istenen yönlendirmeler anonim bir şekilde yapılıyor gibi görünüyor. Ama arkasında hangi gerçek şahıslar var, ortaya çıkarılması için çalışmalar sürdürülüyor.
http://www.milliyet.com.tr/kara-propaganda-kusatmasi-var/siyaset/ydetay/1988928/default.htm